dc.description.abstract |
Sanat müzesinin sanat mekânına iç mekân tasarımı üzerinden bir bakış açısı geliştirildiğinde, “beyaz yüzey” değişerek tekrar eden bir örüntü olarak göze çarpmaktadır. Bu çalışmada, beyaz yüzeyi renk ya da duvar olma durumunun ötesinde, kavramsal olarak modern mekânın bir arketipi ya da insan algısı üzerinden sanatın bağlamı olarak ele alan O’Doherty’nin “beyaz küp” tanımlaması, sanat mekânında geçirdiği olgusal serüven doğrultusunda irdelenmektedir. Söz konusu serüvenin mekânsal örüntüsü olarak ele alınan beyaz küpün sanatsal ifade biçimi ve mekânsal olarak geçirdiği dönüşümün yansımaları şüphesiz ki insanların sanat mekânını algılamasında da izlenebilir. Bu kapsamda bu çalışma, sanat yapıtı ile sanat mekânında karşılaşma sırasında, sanatın deneyimlenmesine dâhil olan mekânsal çevrenin nasıl ve nelerden kurulduğunu, kurucu elemanlarını yapı bozuma uğratarak tek tek irdelemekte, yapının pratikte bozulduğu farklı durumlara odaklanmakta ve dönüşümüne yol açan sebepler ile ilgilenmektedir. Bu yaklaşımla, bugünün sanat mekânında deneyimlenen beyaz küp örüntüsünün “iz” i takip edilerek, bugünkü halinin tanımlanması, beyaz küpün bütün olarak varlık gösterdiği ve bozulduğu durumlara ilişkin literatürden elde edilen gerekçe, niyet ve kültürel dönüşümler filtre olarak kullanılarak, İstanbul’daki bir güncel örnek üzerinde yürütülen özgün alan çalışması ile sınanması hedeflenmiştir. Alan çalışması; iç mekân tasarımının öznesi ve varlık nedeni olarak insanın deneyimine odaklanarak, temelde sanat yapıtı ve okuyucusu arasındaki iletişime mercek tutmaktadır. Özelde ise çalışmanın yöntemini kuran beyaz küp ve dönüşmüş beyaz küp bağlamlarının oluşturduğu içe dönüklük ve dışa dönüklük durumlarının etkisiyle mekânın bu iletişime nasıl aracılık ettiği sorgulanırken, müze ziyaretçisi deneyiminin, kullanıcı algısının ve bağlamı tanımlayan bileşenlerin temsil edildiği parametreler ışığında analiz edilmektedir. |
tr_TR |