Küreselleşme, neoliberal politikalar, sermayenin mekansal hareketliliği, merkezileşme ile birlikte kentlerin yapısı ve kentten beklentiler değişmiştir. Özellikle sermayenin yönlendiriciliğinde, kentler bir plan dahilinde gelişmekten çok, projeler ile büyümeye başlamıştır.
İstanbul'da 2010 yılı sonrası ortaya atılan mega projeler, şimdiden kentin ana dinamiklerinde değişim sürecinin başlamasına sebep olmaktadır. Bu sürecin sonunda kent kontrolsüz arazi tüketimi ile karşı karşıya kalmaktadır. Söz konusu projelerin etkisiyle çevresindeki çoğu kırsal karakterde olan yerleşmelerin ne kadar, nasıl ve nereye büyüyeceği ya da büyümeyeceği bilinmemektedir. Bu noktada projeler ile oluşacak çevresel tahribata ek olarak çevre yerleşmelerdeki kontrolsüz büyümenin yaratacağı tahribat önem kazanmaktadır. Bu ortamda büyüme nasıl olmalı, nerde, ne kadar olmalı sorularının cevaplanması gerekmektedir.
Bu çalışma, İstanbul Metropoliten Alanında öngörülen mega projelerin olası mekansal etkilerine dikkat çekerek; kentsel büyüme yönetimi politika araçlarının oluşturulmasının gerekliliğini Göktürk yerleşmesi üzerinden irdelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında, mega projeler ve yaratacağı kontrolsüz büyümenin, kentsel büyüme yönetimi kavramı ile ilişkisi tartışılmıştır. Bu tartışma; İstanbul'un Batı yakasının Karadeniz kesiminde yer alan ulaşım ve bağlantılı projeleri üzerinden, 15.08.2009 yılında onaylanan 1/100000 ölçekli İstanbul İli Çevre Düzeni Planı kapsamında yürütülmüştür. Birbiri ile ilişkili olan mega projelerin, kentin kuzeyi ve bütününde yaratacağı etkiler ortaya konularak; Göktürk için olası bir kentsel gelişme senaryosuna dikkat çekilmiştir. Söz konusu olası etkilerin azaltılması için kentsel büyüme yönetimi politika araçları irdelenmiştir. İstanbul Metropoliten alanında öngörülen mega projelerin, mekansal büyümeyi yönlendirecek, denetleyecek bir kurgu dahilinde planlanması gerekmektedir.
Urban structure and expectations from the city have changed along with globalization, neoliberal policies, spatial mobility of capital and centralization. Particularly under the guidance of capital, cities have started to grow with projects rather than a plan.
Mega-projects raised in Istanbul after 2010 have already led to the beginning of the process of change in the main dynamics of the city. As a result of this process, the city is faced with uncontrolled consumption of land. With the impact of the projects in question, it is not known to what extent, how and where the settlement around them, most with rural characteristics, will grow or not. At this point, in addition to the environmental damage caused by the projects; the devastation to be created by the uncontrolled growth in neighboring settlements is gaining importance. In this environment, the questions of how, where and to what extent the growth should be need to be answered.
This study aims to analyze the necessity to create urban growth management policy instruments over the example of Göktürk settlement by drawing attention to the possible spatial effects of the mega projects envisaged in Istanbul Metropolitan Area. In the study, the relationship between the mega-projects and uncontrolled growth of they will create, and the concept of urban growth management has been discussed. This discussion has been conducted within Istanbul Provincial Environmental Master Plan approved on 15.08.2009, with a scale of 1/100000 regarding the transportation and related projects located in the Black Sea sector of western Istanbul. By presenting the effects to be created in the north and whole part of the city by mega projects that are associated with each other; attention was drawn to a possible urban development scenario for Göktürk. In order to reduce the potential impacts concerned, urban growth management policy instruments have been analyzed. Mega projects envisaged in the metropolitan area of Istanbul should be planned within a plan to guide and check the spatial growth.