In the end of 19th century, skyscrapers have arisen as the unique type of architecture especially in Chicago and New York. From the beginning until today, “how to build tall” has been one of the crucial questions during plan, design and construction phases. Even though the technological developments in materials and methods of constructions -elevator, steel, skeleton system- have provided opportunities to build taller, the desire of enacting the tallest skyscraper has constantly been a problem of height whether during design and construction processes or later with its influences on the city. However, skyscrapers have not only generated ‘the problem of height’ but also ‘the problematic of bigness’ in terms of their physical characteristics and interrelated relationships. As well as their dimensional bigness, the multiple correlations of designers, constructors, planners in city scale and approvers and their cooperation with each other have constituted the problematic of bigness. What is intended with bigness here is explained in accordance with Koolhaas’ expression in the Chapter 3. The aim of this dissertation is to investigate how the zoning regulation mechanisms -zoning laws, legislations and plans- as the scientific rationalities discuss and generate solutions for the skyscrapers in Istanbul while considering them as the problem of height and the problematic of bigness in scope of the filters: ‘design objectives’, ‘product of technology’, ‘sites of construction’ and ‘real estate developments’. In Istanbul, as a strategy, there is not a definition and limitation about skyscrapers in zoning laws, legislations and plans. In that case, zoning laws, legislations and plans determine zoning plans as the decision maker. Lacking of definition and limitation about skyscrapers in zoning plans has generated the tactic that creates legal loophole for the opportunity of skyscrapers erecting. The role of zoning laws, legislations and plans are evaluated here in the aspects of Certeau’s strategy and tactic definitions. Sabancı Center, Metrocity Millenium and Kanyon, which stand on Istanbul, Büyükdere Avenue, are selected as case studies. The scope of this study is to establish the fact that there are not specific zoning regulation mechanisms about skyscrapers and the current zoning laws, legislations and plans are not satisfactory, effective and applicable to discuss, define and restrict skyscrapers as the problem of height and the problematic of bigness.
Gökdelenler, Chicago ve New York başta olmak üzere mimarlığın özgün bir türü olarak 19. yy’ın sonunda ortaya çıkmıştır. Başlangıçtan günümüze kadar “nasıl daha yüksek inşa edilir” gökdelenlerin plan, tasarım ve inşa sürecinde en önemli sorulardan biri olmuştur. Teknolojik gelişmelerle birlikte, daha yüksek inşa edilmeleri için yapı malzemeleri ve yöntemlerindeki yenilikler -asansör, çelik, iskelet sistem- gibi pek çok olanak sağlamış olsa da daha yüksek inşa talebi tasarım, inşa sürecinde ve sonrasında kente olan etkileri göz önünde bulundurulduğunda daimi bir yükseklik problemi oluşturmaktadır. Ancak, gökdelenler sadece bir yükseklik problemi değil, hem fiziksel özellikleri hem de kurduğu ilişkiler göz önünde bulundurulduğunda aynı zamanda bir büyüklük problematiği de oluşturmaktadır. Gökdelenlerin boyutlarının büyüklüğünün yanı sıra; bu büyüklüğü tasarlayan, inşa eden, kent içindeki varlığını planlayan, onaylayan birçok otoritenin birbiriyle olan ilişkisi ve biraraya gelişi bir büyüklük problematiğidir. Burada kastedilen büyüklük, Koolhaas’ın tanımı ile üçüncü bölümde ele alınacaktır. Bu çalışmanın amacı, İstanbul’daki gökdelenleri “tasarım amacı”, “teknoloji ürünü”, “inşa alanı” ve “gayrimenkul gelişimi” filtreleri kapsamında yükseklik problemi ve büyüklük problematiği olarak değerlendirirken; imar regulasyon mekanizmalarının -imar yasa, yönetmelik ve planlarının- bilimsel bir gerçeklik olarak gökdelenleri nasıl tartışıp çözümler ürettiğini incelemektir. İstanbul’da, bir strateji olarak, imar yasa, yönetmelik ve planlarında gökdelenlerle ilgili doğrudan bir tanım ve kısıtlama yer almamaktadır. Bu durumda, imar yasa, yönetmelik ve planları, imar planlarını karar verici olarak belirler. İmar planlarında da gökdelenlerle ilgili bir tanım ve kısıtlama yer almaması gökdelenlerin inşa edilmesine olanak sağlayan yasal boşluğu oluşturan bir taktiktir. Bu noktada, imar yasa, yönetmelik ve planlarının rolü Certeau’un strateji ve taktik tanımı çerçevesinde değerlendirilecektir. Vaka çalışması olarak İstanbul, Büyükdere Caddesi üzerinde yer alan Sabancı Center, Metrocity Millenium ve Kanyon seçilmiştir. Bu çalışma kapsamında, İstanbul’da gökdelenler üzerine doğrudan yasal düzenleme olmadığı ve hali hazırdaki imar yasa, yönetmelik ve planlarının yasal regulasyon mekanizmaları olarak yükseklik problemi ve büyüklük problematiği olan gökdelenleri tartışma, tanımlama ve kısıtlamada yeterli, etkili ve uygulanabilir olmadığı ortaya konulmaktadır.