Ülke topraklarının yüzde 42’si birinci, yüzde 24’ü ise ikinci derece deprem
bölgesinde yer almaktadır. Yüksek deprem riskine maruz ülkemizde, depremleri
önleme imkanı olmadığına göre, etkilerini azaltıp, en az zararla atlatabilmek için,
mevcut yapı stokunun depreme hazır hale getirilmesi gerekmektedir. Mevcut
yapıların depreme dayanıksız olmasının sebebi, aşırı göç ile kentlerin plansız bir
şekilde büyümesi, binaların yapım aşamasında hiçbir mühendislik hizmeti almamış
olması, yerel yönetimlerin denetimsizliği, hatalı yer seçim kararları olarak sıralamak
mümkündür. Tez kapsamında;
1. bölümde; deprem ile ilgili genel bilgi verilerek, İstanbul’da meydana gelen
depremler, İstanbul’ un konumu ve 1999 Marmara depreminden sonra İstanbul için
hazırlanan afet önleme ve azaltma raporları üzerinde durulacaktır.
2. bölümde; Bağcılar İlçesinin genel yapısı, konumu, tarihi gelişimi, sosyal yapı ve
nüfus özellikleri üzerinde durularak Bağcılar İlçesinin genel bir portesi çizilecektir.
3. bölümde; Bağcılar İlçesinin depremselliği ve senaryo depremlerinde Bağcılarda
meydana gelmesi tahmin edilen sonuçlar üzerinde durulacaktır. Kentsel dönüşüm ve
kentsel risk alanlarının hangi parametrelere göre belirlendiği üzerinde durularak,
uygulandığında can kayıplarını ne kadar engelleyebileceği irdelenecektir.
4. bölümde, depremde ağır hasar göreceği tahmin edilen binaların tespiti ve
yapılması gerekenler üzerinde durulacaktır. Yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarının
değerlendirilmesi, yol haritasının belirlenmesi için Bağcılar Belediyesinin İmar ve
Şehircilik Müdürlüğünde çalışan personelle yapılan anket üzerinde durulacaktır.
Bu çalışmanın temel amacı, can emniyeti ön planda tutularak depremden önce
yıkılacak olan binaların tespitinin gerçekleştirilmesini sağlamaktır.
Of the national lands, 42% is located in a seismic hazard zone of the highest severity
and 24% is located in a seismic hazard zone of the second highest severity. Since there is no
way to avoid an earthquake, then existing building stocks must be prepared for the
earthquake in order to mitigate the impacts of and recover from the earthquake with
minimum losses in our country exposed to the highest seismic hazards. There are many
reasons that can be listed for the existing buildings to be not resistant to earthquake such as
unplanned urban growth due to excessive migration, building provided with no engineering
services in the course of their constructions, lack of control by the local authorities, wrong
decision on the location of the construction; within the scope of the thesis:
In the first section, we will review, by giving general overview about earthquakes, the
earthquakes happened in İstanbul, situation of the İstanbul and the reports on disaster
prevention and mitigation prepared for İstanbul after 1999 Marmara Earthquake Disaster.
In the second section, we will picture a general standing of Bağcılar County by emphasizing
general structure, location, historical development, social structure and population particulars
of Bağcılar County.
In the third section, we will put emphasis on seismicity of Bağcılar County, anticipated
results that may happen in Bağcılar with regard to earthquake scenarios. Emphasizing with
which parameters urban transformation and urban risk areas are specified, to which extent
loss of lives can be avoided in case they are put into practice.
In the forth section, we will put emphasis on determination of the building which may be
severely damaged in the earhquake and actions to be taken against. We will put emphasis on
the assessment of urban transformation studies and questionnaire made with personnel
employed in the Development and City Planning Department in the Bağcılar Municipality in
order to specify a road map.
Main objective of this study is to realize the determination of the buildings that may be
demolished in advance before the earthquake takes place assuming life safety as the first
priority.