Bu çalışmada mimarlık ve sinema arasındaki ilişki mekansal duyumsamalar bağlamında ele alınmıştır. Çalışmanın amacı mimarlığın ve mekan kavramının disiplinlerarası yaklaşımla irdelenmesi, mimarlık kuramı için yeni açılımlar oluşturulmasıdır. Bu çalışmada incelenen filmlerdeki mekanların salt teknik ve matematiksel bir yaklaşımla değil, fenomenolojik-hermeneutik bir yaklaşımla ele alınması yöntem olarak benimsenmiştir. Bu bağlamda filmlerdeki mekanların insan üzerinde oluşturduğu duyumsamalar tezin konusunu oluşturmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde disiplinlerarası yaklaşım tanımlanmakta ve mimarlığın diğer disiplinlerle olan ilişkisi incelenmektedir. İkinci bölümde ise mimarlık ve sinemada mekan olgusu üzerinde durulmuş ve türlerinin çarpıcı örnekleri olan dört film ile sinema mimarlık ilişkisi ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, Stanley Kubrick sinemasından 'The Shining' filmi, çalışmanın ilk iki bölümünde irdelenen yaklaşımlar doğrultusunda ve mekansal duyumsama bağlamında ele alınmaktadır. Bu bölümde filmin genel bilgilerinin verilmesinin ardından ana mekanları belirlenmiş ve bu mekanların filmdeki karakterler ve izleyicide yarattığı duyumsamalar ele alınmıştır. Sonuç bölümünde mekansal duyumsamanın mimarlıkta hem kuram hem de uygulama için önemli bir unsur olduğu, mekanın ve mimarlığın insandan bağımsız düşünülemeyeceği, zaman ve mekan kavramları ile varolan sinema aracılığıyla vurgulanmıştır. Disiplinlerarası çalışmaların öneminin belirtildiği bu tezde sinemanın, mimarlık kuramının geliştirilmesine katkı sağlayacağı ve bu alanda yapılacak bilimsel çalışmaların alana yeni bakış açıları getireceği düşünülmektedir.
This study addresses the interrelation between architecture and cinema along with the sensory perception of the spatial environment. Aim of the study is to analyze architecture and spatial environment with an interdisciplinary point of view and raise new possible statements in the architectural discourse. The movies analyzed in this study use a phenomenological-hermeneutic method along with the technical and mathematical approach. In this context; this study constitutes the perceptional affects of the spatial environment in movies, for the audience. In the first part of the study; interdisciplinary approach is defined and the interrelation of architecture with other disciplines is analyzed. The second part analyses the architecture and the spatial environment in cinema. In this part four striking example movies are pointed out to address the interrelation of architectural and cinematic discourse. In the third part; the example from the Stanley Kubrick cinema ‘The Shining’ is analyzed with the approaches from the first two parts, also with the perception of the spatial environment. In this part the general information regarding to the movie is given, the main places are identified and the perceptional affects of these places are addressed. In the conclusion part of the study; the importance of spatial perception for architecture, theory and practice is explained. In this part, the interrelation between architecture and place is emphasized as inseparable using time and place concepts using the existent cinema. This study denotes the importance of interdisciplinary discourse and it is expected to be a contribution to the architectural discourse with a fresh perspective for the future scientific studies in this field.