Okul öncesi öğrencilerine renk kavramını kazandırmada eğitsel yazılım geliştirme ve geçerliğini ölçme çalışması

Abstract

Okul öncesi eğitiminde teknolojinin çok önemli olduğunun vurgulanmasına rağmen, şimdiye kadar yapılan araştırma ve çalışmalarda, okul öncesi çocuklar için eğitsel yazılım kullanımının son derece yetersiz olduğu, doğru eğitsel yazılımların kullanılıp kullanılmadığı noktasında yeterli bilgiye sahip olunamadığı ilgili alanyazına yansımış durumdadır. Okul öncesi eğitiminde -öğrenme ortamlarını zenginleştirmek amacıyla- kullanılmakta olan yazılımların büyük bir çoğunluğu; araştırma tabanlı oluşturulmuş tasarımlara, ara yüz model ve prensiplerine dayandırılmadığından, hitap edilen öğrenci grubunun gelişim ve bilişsel süreçlerinde öğretim metodolojisi ve içerik açısından çok karmaşık ve yetersiz kalmaktadır. Bu probleme bir çözüm önerisi sunmak amacıyla, 4-6 yaş arası anaokulu çocuklarının renk kavramını daha kolay kazanmalarına yardımcı olmak üzere, bilgisayar ortamında etkileşimli bir uygulama (“eRENKÖĞREN”) geliştirilmiştir. Geliştirilen uygulamanın; renk kavramına yönelik geleneksel eğitime denk olup olmadığı araştırılmış, bu eğitim ortamını zenginleştirerek daha ileriye taşıyıp taşıyamayacağına ilişkin geçerliliği test edilmiş ve uygulama sürecinde elde edilen veriler ışığında ideal bir model olup olmadığı tartışılmıştır. Hazırlanan bu materyal, okul öncesi çocuklara bir animasyon yardımıyla renk kavramının aktarıldığı, “Konu Anlatımı” (Hikaye), “Oyun” ve “Boyama Kitabı” bölümlerini kapsamaktadır. Araştırma tek grup ön test-son test grup planına göre tasarlanmıştır. Araştırmaya üç özel okul ve üç devlet okulunun anaokulu bölümlerinden seçilen 4, 5, 6 yaş grubundan 165 (83 erkek, 85 kız) öğrenci katılmıştır. Uygulamanın geçerliliğini ölçmek için; (1) öğrencilerin renk bilgileri hakkında ön bilgi edinmek için öğretmenler tarafından doldurulan “Öğrenci Renk Ön Bilgisi Formu,” (2) “eRENKÖĞREN” içinde gerçekleştirilen ön test ve son test sonuçları, (3) “Konu Anlatımı Bölümü”nde (Hikaye) öğrencinin her renk için verdiği cevaplar ve doğru cevaba ulaşma süreçlerinde yaptıkları teşebbüs sayıları ve (4) öğrencinin “eRENKÖĞREN”i kullanma sürecinde gözlemci tarafından doldurulan “eRENKÖĞREN-Öğrenci Etkileşim Formu”ndan elde edilen veriler kullanılmıştır. Geliştirilen yazılımın geçerliliğini ve yeterliliğini belirlemek için, öğretmenlerden alınan öğrencilerin renklerle ilgili ön bilgileri ile öğrencilere “eRENKÖĞREN” üzerinde uygulanan ön test sonuçları arasındaki uyum oranı araştırılmış ve tüm yaşlara göre renklerin çoğunluğunda yüzdelik uyumlarının yüksek olduğu (>%90) saptanmıştır. Okul türü ve yaş grubu değişkenine göre, ana ve ara renk ön ve son test sonuçları arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Bununla birlikte, 5 yaş grubunda ara renk son test ortalama sonucu, ara renk ön test ortalama sonucundan daha yüksek çıkmış; fakat bu fark 0.05 anlamlılık düzeyinde bulunmamış, özel okul öğrencilerinin ana ve ara renk ön-son test ortalamaları, devlet okulu öğrencilerinin ana renk ön test ortalamalarından daha yüksek çıkmıştır. Sonuç olarak uyum oranının yüksek olması, verilerin farklı olmaması, öğrencinin renk konusunda bildiklerini yazılıma tekrar taşıyabilmesi ve sistemin de buna cevap verebilmesi, “eRENKÖĞREN”in eğitimde kullanılabilecek alternatif bir öğrenme aracı olabileceğini göstermektedir. Söz konusu eğitsel yazılım tasarımının -teorisi paralelinde hedef kitle üzerinde uygulanmak suretiyle pratiğe de dönüştürüldüğü için- özellikle okul öncesi eğitime önemli katkılar sağlayabileceğine, renk kavramını kazandırmada öğretmenlere yol gösterici olabileceğine inanılmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili yapılacak başka çalışmalara ışık tutulması ve bilgisayar destekli öğretim konusunda alanyazına katkı sağlanması da amaçlanmaktadır.

Although it is emphasized that technology is very important in pre-school education, it has been reflected to the related literature that the use of educational software for preschool children has been highly insufficient, and adequate information whether correct educational software is used could not be obtained within the research and studies carried out so far. Because of not being grounded on research based design and interface models and principles, most of the software being used at preschool education - with the ambition of enriching learning environment - are complex and insufficient in terms of instructional methodology and content during the improvement and cognitive process of children. In order to offer a solution to this problem; an interactive application (“eRENKÖĞREN”) has been developed in computing environment for the preschool children who are between 4-6 years old to help them acquire the concept of color easily. It was researched if the developed application is equivalent to traditional education in terms of the concept of color, its validity regarding the possibility of enriching and improving this educational environment was tested and it was discussed if it is an ideal model in the light of the data obtained during the application process. This material includes sections such as “Instruction” (Story based), “Game”, and “Painting Book” in which the concept of color is taught to pre-school children with the help of an animation. The study has been designed according to the one group pretest-posttest plan. The research consists of 165 students (83 male, 85 female) from the age group of 4, 5, and 6 selected from the pre-school departments of 3 public and 3 private schools. The data obtained from the following items are used to evaluate the validity of the application: (1) “The Form of Students’ Pre-Knowledge of Colors”, filled by the teachers to obtain information about students’ knowledge on colors (2) The results of pre-test and post-test embedded in “eRENKÖĞREN”, (3) The answers of the student for each color and the number of attempts to give the right answer in the “Instruction”(Story-based), (4) “Student-“Erenkögren” Interaction Form” which was filled by the observer during the use of “eRENKÖĞREN”. To identify the validity and efficiency of the software, the rate of consistency between the pre-knowledge of students related with colors, which was obtained from teachers and the results of the pre-test of “eRENKÖĞREN” was investigated and it was determined that the rate of consistency is high (>%90) for most of the colors for all ages. According to variables of school type and age group, no meaningful difference was found between the pretests and post tests on primary colors and secondary colors. In addition, the ones who are 5 year old had higher average scores on posttest of secondary colors than pretests of secondary colors but the significance was not found at the level of 0.05. Moreover, the average pre-test scores of private school students was found to be higher than the pre-test scores of public school students. As a result, it shows that “eRENKOGREN” is an alternative learning tool to be used for instruction because of the following reasons: it has high consistency rate, the data do not differ, students can –at least- transfer their knowledge to the software and the software responds to the student. It is believed that the design of educational software can contribute especially to the pre-school education and lead teachers in terms of teaching the color concept -because it is also put in practice by being applied on the target audience in parallel with the background theory-. In addition, it is also aimed to shed light on other studies which could be carried out related to the topic and contribute to literature in respect of computer-assisted instruction.