Kentleşmenin ve kentlerde nüfus artışının sonucunda toplu taşımanın ortaya çıkışı 17.yy kadar uzanmaktadır. Ülkemizde, 19.yy başta kentlerin nüfus artışına paralel gelişen belediye kuruluş süreçleri ve kentiçi ulaşım yöntemlerine yönelik arayışlar da beraberinde gelmiştir. Başta İstanbul olmak üzere İzmir ve Cumhuriyet’in kuruluşu sonrasında Ankara ve Bursa gibi kentlerde de kentiçi ulaşımın sağlanması amacıyla toplu taşıma hizmetleri verilmeye başlanmıştır.
Ne var ki belediyeleri de etkisi altına alan, 1950’li yıllar sonrasında gelişen uluslararası ve ulusal ulaşım politikaları sonucunda toplu taşıma hizmetini sürdürmekte kullanılan model ve taşımacılıkta değişim yaşanmıştır. Yeni dönemde lastik tekerlekli ulaşım araçlarının öne çıktığı ve sonrasında da kamu kesimi dışında ki taşımacılığın etkin olduğu bir süreç başlamıştır.
Günümüz Türkiye’ sinde neredeyse tüm kentlerimizde toplu taşıma hizmeti yürütülmektedir. Ancak, kent nüfuslarına göre incelendiğinde küçük ve orta ölçekli İllerde ara toplu taşıma türlerinin ve özel halk otobüs işletmeciliğinin öne çıktığı, kamunun görevini çeşitli yöntemlerle devrettiği görülmektedir.
Tez çalışmasına konu Edirne İlinde de elektrikli tramvay işletilmesine ilişkin 1907-1908 yıllarına ait resmi kayıtlar bulunmaktadır. Edirne’de kentiçi toplu taşımacılık faytonlardan başka, ilk olarak 1940’lı yıllarda belediye tarafından lastik tekerlekli araçlarla başlanmıştır. 1960’lara gelindiğinde ara toplu taşıma türlerinden Minibüs İşletmeciliği başlamış ve 2000’li yıllara kadar belediye toplu taşıma hizmeti ile birlikte yürütülmüş, ne var ki 2002 yılında belediye doğrudan toplu taşıma hizmetinden çekilerek yerini diğer bir işletme türü sayılan Özel Halk Otobüs İşletmeciliğine bırakmıştır. Nihayetinde de 2010 yılına gelindiğinde toplu taşıma yalnızca Minibüs-Midibüs İşletmeciliği haline gelmiştir.
Bu durum Edirne’ye özgü bir durum olmaktan daha çok, küçük ve orta ölçekli il belediyelerinin toplu taşıma karakterini yansıtmaktadır. Hal böyle olunca kamu hizmeti olarak tanımlanan toplu taşıma hizmetinin, kamu hizmeti gereği gibi yerine getirilmesinde yaşanan sorunların; başta da hukuki, ekonomik, finansal, teknik ve çevresel olarak incelenmesi ve çözümlerin bulunması gerekmektedir.
Kent yaşamının vazgeçilmez bir unsuru olarak kentiçi ulaşımın mevcut yapısı; türel dağılımı, kalitesi ve konforu; hizmetin sürekliliği, güvenirliği ve araçların hareket sürelerinin belli olması; hizmetin içtenlikle gerçekleştirilmesi; ekonomikliği, fiyatın uygun olması, ödemenin kolay gerçekleştirilebilmesi gibi özellikleri gerektiren kaliteli bir toplu taşıma, ancak bu özellikleriyle sürdürülebilir olacaktır.
Toplu taşıma araçlarının satın alınması ve işletme sürecinde ihtiyaç duyulan girdilerin üzerinde ki vergi yükü, trafik sıkışıklığın sonucunda ortaya çıkan yüksek işletme maliyetleri, hat ve araç optimizasyonundan uzak parçalı yapı, yerel yönetimlerin ara toplu taşıma aktörleri üzerine yükledikleri ruhsat v.b harç yükleri; toplu taşıma araç sürücülerinin eğitimsizliğinin sonucu araçların ekonomik ömrünü erken yitirmesi; yerel yönetimlerde seçimler sonrasında gelen politika değişiklikleri gibi belirgin sorunlar kamu dışındaki işletmecilerin önündeki en büyük sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır.
Ara- toplu taşıma - “para-transit” - “intermediate public transport” - türlerinin entegrasyonu ve toplu taşımanın optimizasyonu, şüphesiz ki kamu otoritesini zorunlu kılmaktadır. Yerel yönetimler yasalarında bu otoritenin tesisine ilişkin hükümler bulunmakla birlikte, bir toplu taşıma yasasına ihtiyaç duyulmaktadır.
As a result of urbanisation and increase of population in cities, the development of public transportation goes back to the 17th century. In Turkey, in the 19th century a parallel development of local government establishment was observed together with the severe population increase and the need for better transportation. Initiatly İstanbul, than İzmir and after the foundation of the Republic in cities like Ankara and Bursa the public transportation operation was initiated.
But, after the 1950s the developments on international and national transportation policies which also affected local governmentpolicies resulted in a change of the transport modes and actors of public transport services. Over the past three decades, the rapid technological development of highway transportation, the personal transportation gained more interest than the public transportation.
In today’s Turkey, almost in all the cities, public transportation services are provided. However in many small and medium sized cities, intermediate public transportation and the privately owned bus operationconstitute the main form of public transportation.
In the city of Edirne which is the scope of this thesis, there are some records from 1907-1908 to introduce an electrical tramway system. In Edirne, urban public transportation is initiated by thelocal government in the 1940s in the form of highway public transportation. In the 1960s minibus operation which is a type of intermediate public transportation was initiated and this together with the public transportation
operated by the local government formed the public transport network until the 2000s. But in 2002 the local government stopped being involved in providing public transportation operationand left this to Private Public Transportation Sector which is known as another public transportation model. Finally by the year 2010 the public transportation became only Minibus- Midibus operation.
This situation is not limited to Edirne and in fact, reflects the public transportation structure in many small and medium sized municipalities. Many problems have occured due to lessinvolvement of public sector in providing public transportation such as legal, economical, financial, technical and environmental problems that need to be resolved.
As an indispensable component of urban life, urban transport sustainability can only be maintained bycity-wide distribution of network, quality, economy and comfort, continuity, reliability and appropriate pricing, easy and intelligent payment systems
The involvement of private sector in public transport sector faces a number of problems such as purchase of vehicles, tax, operation costs, not well organized routes , registiration fees , early completion of economic life of vehicles due to bad driving manners for intermediate public transpor and, political inconsistency.
The integration of intermediate public transportation and all other forms of public transportation, certainly requires government authority. Although there are rules to establish this authority under the Turkish law, a public transportation law is urgently needed.