İstanbul sınırları içerisinde bulunan uluslar arası karayollarından, bulunduğu jeopolitik
konum ve Türkiye ekonomisindeki önemi sebebi ile yıllık onbeşmilyonun üzerinde
kamyon ve TIR geçişi olmaktadır. Yolcu hareketleri içinde bu yolların kullanılması
sebebi ile yolcu ve yük hareketleri çoğu zaman birbiri ile iç içe bir hal almıştır. Bu
çalışmada amaç, İstanbul il sınırları içerisinde bulunan otoyollar üzerindeki en riskli
kesimlerden olan köprü ve viyadük geçişlerinde yüksek tonajlı araç darbelerine
dayanıklı bir ağır hizmet oto korkuluğu tasarlanması ve geliştirilmesidir. Normal yollara
oranla köprü ve viyadük geçişlerindeki farklılıklar ve riskler ortaya konmaya
çalışılacaktır. Köprü ve viyadüklerde meydana gelen kazalar incelendiğinde, mevcut oto
korkulukların otobüs ve ağır tonajlı kamyonları güvenli bir şekilde durdurma konusunda
yeterli olmadığını ortaya koymaktadır. Mevcut sistemler ile ihtiyaçlar da göz önüne
alınarak uygun bir ağır hizmet oto korkuluğu tasarlanacaktır. Sistemin çarpışma
davranışını belirlemek için sonlu elemanlar programı kullanılacaktır. Program sonuçları
doğrultusunda sistemin yeterliliği belirlenecek ve sistemin kullanılabilmesi için gerekli
öneriler yapılacaktır.
Due to its geopoliticial location and importance with regard to the Turkish economy, the
international highways within the city limits of Istanbul are used for the transit of more
than 15 million trucks and other heavy transports. Due to the fact that the same
highways are used for passenger transport, the result is that freight and passenger
transport is very commonly mixed on these highways. The objective of this study is to
design and develop, road safety barrier for high-load impact by heavy tonnage vehicles
to be used on bridges and viaducts on increased risk locations, within the city limits of
Istanbul. The differences and risks between bridges and viaducts, compared to normal
roads are detailed within this study. When the accidents occuring on bridges and
viaducts are analyzed, it becomes clear that the current safety barrier is insufficient with
respect to safely stopping heavy tonnage vehicles. Safety barrier will be designed
according to the needs of existing systems and requirements for heavy-duty use. The
collision behaviour of this safety barrier will be determined by means of finite-element
analysis. As a result of this analysis, the adequacy of this new design will be determined
and further recommendations will be made in order to improve its applicability.