Yüksek Lisans & Doktora

Permanent URI for this communityhttp://acikerisim.bau.edu.tr:4000/handle/123456789/11

Browse

Search Results

Now showing 1 - 10 of 955
  • Item
    Inertial sensor fusion for 3D camera tracking
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02) Özer, Nuri; Eroğlu Erdem, Çiğdem
    3D motion tracking becomes more important in computer vision with increase of robotics and augmented reality's (AR) applicable areas such as medical education, remote robot control, entertainment and cultural heritage. In order to achieve a realistic feeling of immersion, the rendering of the virtual content has to be in alignment with real objects in the video and this requires a high-accuracy 3D tracking. The methods using only camera measurements generally perform well at slow camera motion; however they become less accurate at high velocities and accelerations due to motion blur. Inertial sensors on the other hand measure the derivatives of the camera pose and hence can be employed to improve the tracking performance at high velocities and accelerations, but cannot perform well at slow motion because of the error drift. Therefore, we present a high-accuracy 3D camera tracking method using inertial sensors but not require placing any devices or points on the scene. 3D information of scene where 3D motion tracking is done is previously known. The method consists of an Extended Kalman filter (EKF) that fuses the information from visual and inertial sensors. A hybrid filter combining the Bayesian filter and the direct linear transformation (DLT) is also used instead of EKF. The biases of the inertial sensors are also considered during the motion. In addition to performance comparison of these two filter, the performance of using both or one of accelerometer and gyroscope measurements as control input is compared to using both or one of accelerometer and gyroscope measurements as measurement. It is concluded via simulations that using inertial sensors in 3D camera tracking gives more accurate results and using inertial sensors as measurement or control input does not affect the performance of 3D camera tracking, while providing a lower complexity tracker. Also, EKF always performs better than the hybrid filter in simulations.
  • Item
    GSM şebekelerinde sahtekarlık yönetimi için veri madenciliği yöntemlerinin uygulanması
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02) Tavacı, Hülya; Karahoca, Adem
    Teknolojinin ve yerel ağ sistemlerinin hızlı gelişip yayılması, ağ sistemlerine izinsiz girişi de beraberinde getirdi. Bu zararı önlemek için, şirketler sahip olduğu ağlardaki veri akışının güvenliğini sağlamak amacıyla yeni sistemler geliştirmeye başladılar. Veri madenciliği tüm iş alanlarında uygulanabilen bir yöntem olsada, sıklıkla finans sektöründe, bankacılıkta, GSM sektöründe ve biomedical alanlarda; sahtekarlık belirleme, müşteri tutma, pazarlama ve risk yönetimi gibi amaçlar için kullanılmaktadır. Sahtekarlık yönetimi (Fraud Management) alanı, veri madenciliği teknikleri uygulanarak, verilerin anlamlı bilgilere dönüştürülebileceği alanlardan biridir. Geçmişte bu konuyla ilgili bir çok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalara, alan yazım çalışması bölümünde örnekler verilmiştir. Bu çalışmada; GSM sektörlerindeki sahtekarlık yönetimi için, müşteri verilerinin sınıflandırılması problemi üzerinde durulmuş ve sahtekarlık çeşitlerinden olan abone sahtekarlığı (invoice) incelenmiştir. Müşteri bilgileri olarak; yaş, cinsiyet, abonelik yaşı, ortalama aylık fatura tutarı, ortalama aylık kullanılan sms sayısı, geç ödenen fatura sayısı, son borç durumu, sondan 3. fatura ödemesi, sondan 2. fatura ödemesi, son fatura ödemesi ve fraud mu abone bilgilerine sınıflandırma yöntemleri uygulanmıştır. Sahtekarlığın kesin tanısının konulmasında ise, abonelerin ödeme ve ödememe durumları göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmada uygulanan sınıflandırma yöntemleri; Weka 3.7.1 (Witten & Frank, 2005) veri madenciliği ara yüzü ile; Karar Ağaçları, Çok Katmanlı Algılayıcı, Bayes Kuralı, Bayesian Ağları, Part, Zeror, Oner, Rbf Ağları‟ dır. MATLAB 7.8.0 (R2009a) (Moler, 2008) Bulanık Mantık aracı kullanılmıştır. Uygulanan sınıflandırma yöntemleri neticesinde; Bulanık Mantık ile diğer sınıflandırma yöntemlerinin performansları kıyaslanmıştır. Yapılan çalışmalar sonucunda, Bulanık Mantık çalışmasının performansının diğer sınıflandırma yöntemleri olan, Karar Ağaçları, Çok Katmanlı Algılayıcı, Bayes Kuralı, Bayesian Ağları, Part, Zeror, Oner, Rbf Ağları‟ na göre daha tutarlı ve güvenilir olduğu gözlemlenmiştir.
  • Item
    GPF : Gigahertz Pulse Fitter
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-01) Başaran, Ali; Uğurdağ, H. Fatih
    High energy particle physics experiments require the processing of a superposition of signals from many particle detectors. Such signal contains many high frequency pulses, each of which belongs to a particle. The mathematical characteristics of a pulse, such as rise/fall times and amplitude, indicate the particle type. Processing of these signals on the fly, as they are received from detectors, is critical. Sending them to an array of hard disks to be processed later by a farm of computers would have multiple drawbacks. It would require too much bandwidth between the data acquisition cards and the storage array, too many disks, and too many computers so that they can keep up with the incoming data. Our solution to this problem is Gigahertz Pulse Fitter (GPF). GPF is a Data Acquisition System (DAQ) with a Field Programmable Gate Array (FPGA) next to Analog-to-Digital Converter (ADC). The FPGA processes the pulses as they occur and send only the pulse parameters to the storage/computer farm, thus enormously reducing bandwidth, storage, and compute requirements of the farm. This thesis outlines the design of GPF from concept to C code, from C code to SystemC code, from SystemC to HW architecture, from HW architecture to FPGA implementation. During this process, this thesis contributes in the following departments. It outlines a flow so that design verification stops being a moving target and the design works the first time it is programmed on the FPGA. It presents a novel architecture that combines pipelining and parallelism. The parallel part of the architecture is based on our concept of Optimized Performance Per Unit Block (OP-PUB). OP-PUB architecture is flexible and can be adapted to any pulse rate by calculating the necessary number of Identical Parallel Processors (IPPs) and FIFO sizes based on a formula. OP-PUB features a priority encoder based dispatcher at the top level and "Loop Pipelining" inside the IPPs. The IPP is a specialized CPU executing a fixed iteration body with an indeterminate number of iterations. On the FPGA implementation side, we use code generation techniques as well as smart pipelining and resource utilization. The architecture and design flow proposed are generic enough to withstand changes in the specifics of the curve fitting algorithms employed.
  • Item
    Ortaöğretim öğrencilerinin sosyo-ekonomik aile yapılarının e-öğrenmeye yansımaları
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2011-04) Çelik, Birol; Uzunboylu, Hüseyin
    Bilim çağına girerken bütün ülkelerin üzerinde önemle durdukları ve giderek daha fazla kaynak ayırdıkları sektör eğitimdir. Bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak eğitimde kaliteyi yükseltmek, işgücü potansiyelini sanayi toplumunun gerektirdiği bilgi, beceri ve davranışları kazandırmak için çok değişik eğitim yöntemleri denenmeye başlanmıştır. Bu yöntemlerden biri de Uzaktan Eğitimdir. Araştırmanın birinci bölümünde araştırmanın konusu, amacı, araştırma problemi, araştırma soruları, varsayımlar ve araştırmanın sınırlılıkları açıklanmaktadır. Araştırmanın ikinci bölümünde ise yapılan literatür taraması sonucu ulaşılan konu ile ilgili kaynaklar değerlendirilmiştir. Bu bölümünde çalışmanın başlangıç aşamasında oluşturulan araştırma soruları doğrultusunda konunun kavramsal çerçevesi ortaya koyulmuştur. Ayrıca genel olarak toplumsal değişim süreçlerinin eğitim sistemlerine etkisi ve yaşam boyu eğitim ihtiyacı konuları tartışılmaktadır. Toplumsal yapıda meydana gelen tüm değişimler, eğitim sistemlerini de etkiler. Bilgi çağına geçiş sürecinin yaşandığı günümüz toplumlarında geçmiş dönemlerinin gelenekselleşmiş yöntemlerinin eğitimlerin gerçekleştirilmesinde yetersiz kalmaktadır. İnsanların gündelik yaşantısından, aile yapısına ve çalışma saatlerine kadar çok çeşitli alanlarda yapısal değişiklikler yaşanmaktadır. Toplum artık geçmiş dönemlerden çok farklı bir yaşam biçimine sahiptir. Günümüz toplumları yüz yüze eğitimlerin yanında internet teknolojilerinin de yardımıyla kurulacak zaman ve mekândan bağımsız gerçekleştirilebilen esnek yapılı eğitimlere ihtiyaç duymaktadır. Bu eğitimlerde başarılı olabilmek için davranışsal ve bilişsel yaklaşımların yanında özellikle yapılandırmacı yaklaşım prensiplerine dayalı, işbirlikli öğrenme, proje tabanlı öğrenme, tam öğrenme gibi öğrenci merkezli eğitim stratejilerinden faydalanılmalıdır. Araştırmanın yöntemine ilişkin ayrıntılar üçüncü bölümde açıklanmaktadır. Bu bölümde konu seçimi, araştırmanın modeli, çalışma gerçekleştirilirken kullanılan yöntem ve teknikler, evren ve örneklem ile veri toplama araçları hakkında bilgiler verilmektedir. Araştırma ile literatürde tespit edilen boşluk doldurulmaya çalışılmıştır. Anket çalışması, kâğıt üzerinde ve Google Docs – Form üzerinden online olarak yapılmıştır. Online ankete katılım duyuruları mevcut e-posta listeleri ve sosyal paylaşım siteleri üzerinden yapılmıştır. Kâğıt üzerinden doldurulan anketlerdeki veriler öncelikle web tabanlı Google Docs - Form uygulamasına işlenmiştir. Ardından SPSS programı yardımıyla çeşitli konulardaki veriler tablolar haline getirilmiş ve bunlar ile demografik özellikler, sahip olunan teknolojik imkânlar, e-öğrenmeye bakış açıları gibi bağımsız değişkenler arasındaki ilişkileri incelemeye yönelik çapraz tablolar oluşturulmuştur. Birbirinden bağımsız nicel değişkenler arasındaki sistematik ilişkilerin anlamlılığının ve aralarındaki farkların ortaya koyulmasında ki kare bağımsızlık testinden faydalanılmıştır. Bu anketten elde edilen bulgularda araştırmanın dördüncü bölümünü oluşturan bulguların değerlendirilmesi bölümünde yorumlanmıştır. Bu bölümde elde edilen sonuçlar kısaca değerlendirilecek olursa;  Uzaktan eğitim, çok çağdaş bir eğitim olarak görülmektedir,  E-öğrenmenin, geleneksel eğitim kadar etkili olduğu söylenebilir,  Eğitim yoksulluğunu azaltacak bir faaliyet olarak görülmektedir,  Uzaktan eğitimin: Öğretmen eksikliğini gidermek, fırsat eşitliği sağlamak, yeni gelişen teknolojilerin takibi, fiziki ortam açığının kapatılması konusunda eğitime katkıda bulunduğu görülmektedir. Son olarak sonuç ve değerlendirmeler bölümünde tezin genel bir değerlendirilmesi yapılarak gelecekte yapılacak olası araştırmalar için öneriler sunulmuştur.
  • Item
    Finansal tedarik zinciri yönetimi ve proje finansmanının enerji sektörü yatırımlarında uygulanması
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02) Ceryan, Dilek; Sümen, Halefşan
    Finansal Tedarik Zinciri Yönetimi oldukça yeni ve henüz çok yaygın olarak kullanılmayan bir yaklaşımdır. Finansal tedarik zinciri yönetimi, şirket içi ve şirketler arası bağlantılarla ilgili olan finansal süreçlerin bütünsel ve kapsamlı bir şekilde planlaması ve kontrolüdür. Finansal Tedarik Zincirinin hedefi, finansal değer zinciri boyunca şeffaflığı ve iş süreçlerindeki otomasyonu artırmaktır. Amacı süreç maliyetlerini azaltmak ve şirketin işletme sermayesi ihtiyacını düşürmektir. Finansal tedarik zinciri yönetimindeki uygulayıcı firma ve uygulamayı geliştirdiği ürünler ile destekleyen bankalar bu zincirdeki en önemli aktörler olup, modelin diğer unsurları da tedarikçiler ve müşteriler olarak sıralanmaktadır. Proje finansmanı ise, büyük ölçekli projelerde, projeden elde edilecek gelir karşılığında geri ödemeli bir sistemden oluşan uzun vadeli bir borçlanma tekniğidir. Bu finansman yöntemi son yıllarda artan enerji sektörü yatırımlarında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Proje finansmanı Finansal Tedarik Zinciri Yönetimi modeli uygulayan firmalar tarafından kullanılabilecek finansman yöntemlerinden biri olup, birçok yönden iki yaklaşım ortak amaçlar ve uygulamalar içermektedir. Bu çalışmada, bir yenilenebilir enerji santrali (hidroelektrik santral) yatırımda proje finansmanı uygulamasına, Finansal Tedarik Zinciri Yönetimi kapsamında farklı bir bakış açısı ile yaklaşarak nasıl sonuçlar elde edilebileceği ve proje katılımcılarına nasıl faydalar sağlanabileceği araştırılmıştır.
  • Item
    Servis odaklı mimaride yazılımın servis olarak sunulması kavramı : bir sarmalayıcı servis modeli yaklaşımı
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02) Döner, M. Erkan; Karahoca, Adem
    Bu tez çalışması kapsamında servis tanımından başlayarak, servis odaklı mimarinin (SOA) ne olduğu, teknik ve mimari özellikleri, sağladığı faydalar, SOA tasarım prensipleri, servis modelleri ve web servisler, yazılımın servis olarak sunulması (SAAS) ve diğer anahtar SOA kavramları incelenip açıklanarak oluşturulmuş bir literatür taraması sunulmaktadır. Ayrıca farklı teknolojiler ile geliştirilmiş, kendi içerilerinde çeşitli iş kuralları ve iş mantığını içeren, bazı durumlarda bütünüyle bir iş sürecini, bazen de bir iş süreçleri bütününü temsil eden, kurum içi geleneksel uygulamaların, nasıl iş servisleri haline getirildikleri ve SOA yapısı içerisinde nasıl diğer bileşenler ile entegrasyonlarının sağlandığı, entegrasyon için kullanılan teknolojiler incelenip açıklanmaktadır ve bu konular üzerinde yapılmış olan diğer çalışmalar hakkında özet bilgiler verilmektedir. Devamında geleneksel yazılımın SOA içerisinde entegrasyonu için bir sarmalayıcı servis modeli yaklaşımı sunulmaktadır ve bu modelin bir geleneksel çekirdek bankacılık uygulamasının belirli işlevselliklerinin sarmalanıp servis olarak sunulmasında nasıl kullanıldığı gösterilmektedir.
  • Item
    Bilgi teknolojileri ve bankacılık iç denetimi üzerine etkisi
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-02) Ermurat, Mehmet; Karahoca, Adem
    Bilgi teknolojilerinin bankacılık sektöründe yaygın kullanımının artması ile birlikte özellikle 1990’lı yıllardan sonra bankaların operasyonel birimleri ve yönetim birimleri büyük değişiklikler yasamışlardır. Öncelikle bilgi teknolojileri verimliliği ve etkinliği artırmış ve bankaların daha rekabetçi olabilmelerini sağlamıştır. Böylece günümüz bankacılığında, yoğun teknoloji kullanımı, başlıca rekabet konularından birisi olmuştur. Yoğun teknoloji kullanımı, beraberinde büyük organizasyonel isleyiş değişiklikleri getirmiştir. Kredi tahsis süreçlerinden, yeni müşteri kazanımına kadar birçok alanda merkezde yer alan birimler, şubelerin görevlerini üstlenmişlerdir. Bilgi teknolojilerinin yoğun kullanımından önce kredi kullandırım süreçleri şubelerde başlayıp şubelerde tamamlanırken, günümüzde sürece merkezde yer alan operasyon birimleri de dâhil olmuşlardır. Başvurular şubelerde alınmakta sonraki aşamaların hepsi merkezden gerçekleştirilebilmektedir. Bu durum şubeler ile genel müdürlük birimleri arasındaki organik bağı kuvvetlendirmiştir. Banka iç denetim birimleri olan Teftiş Kurulları bilgi teknolojileri öncesi dönemde şubeler ile genel müdürlük birimleri arasında organik bağı kuran yapılardır. Ancak teknolojik gelişme ile iç denetim birimlerinin etkinliğinin azaldığına ilişkin genel bir düşünceyi beraberinde getirmektedir. Bu araştırmada iç denetim birimlerinin bilgi teknolojilerini kullanma gereklilikleri ve denetim birimlerinin bilgi teknolojisini yoğun olarak kullanabilmeleri halinde verimliliklerinin ve etkinliklerinin artacağı bir uygulama örneği ile ortaya konmuştur.
  • Item
    Entegre lojistik destek
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-01) Demir, Hakan; Tanyaş, Mehmet
    Gerçekleştirilen bu çalışmanın birinci bölümünde lojistik kavramı açıklanarak temel lojistik faaliyetler, lojistiğin temel prensipleri ve lojistikle ilgili diğer kavramlar hakkında özet bilgi sunulmuştur. İkinci bölümde ise Entegre Lojistik Destek (ELD) sisteminin tarihçesi, tanımı, süreci ve hedeflerine değinilmiş olup üçüncü bölümde ELD sistemin alt yapısını oluşturan elemanlar detaylı olarak incelenmiştir. Dördüncü bölümde tasarımı etkileyerek sistemi ve desteği, etkin maliyet ile sağlamaya çalışan bir süreç olan Lojistik Destek Analizi (LDA)’nin tanımı, hedefleri, standartlarına ilişkin unsurlar açıklanmış, Lojistik Destek Analizi Kaydı (LDAK) konusu hakkında bilgi verilmiştir. Bu bölümde ayrıca ELD faaliyetlerinde kullanılan diğer önemli analizlerden de bahsedilmiştir. Beşinci bölümde ise sistemlerde hazır olma tekniğinin uygulanmasına yönelik olarak, donanmamıza ait bir gemi sistem olarak ele alınmış, harekata hazır olma durumu incelenmiştir.
  • Item
    Gelişmekte olan kentlerde ulaşım sorunlarının sürdürülebilir çözümleri için ulaşımana planlarının önemi : Bursa örneği
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-01) Dinç, Selahattin; Alpkökin, Pelin
    Bursa, üç milyona yaklaşmış nüfusu, gelişmiş sanayisi ve tarihsel mirasın getirdiği kültürel kimliğiyle Türkiye’nin en önemli kentlerinden biridir. Artan nüfusla birlikte yerleşim ve işyeri bölgelerinin düzensiz ve geniş bir alana yayılması yolculuk talebinde önemli artışlara yol açmıştır. Önemli bir sorun haline gelen kenti içi ulaşımı; trafik sıkışıklığı, zaman kaybı, stres, hava ve gürültü kirliliği gibi nedenler dolayı yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmada, Bursa’da geçmiş yıllarda yapılan kentsel planlama çalışmaları ile ulaşım planlama çalışmaları incelenmiş ve devam etmekte olan ulaşım ana planı çalışmaları değerlendirilerek, Bursa’nın gelecekte yaşanabilir ve sağlıklı bir şehir olabilmesi amacıyla, sürdürülebilir kentiçi ulaşım modelleri önerilmiştir. Öncelikli olarak, arazi kullanım kararları ile bölgeler arası ulaşımın azaltılarak yeni kanat çekim merkezleri oluşturulması, bireysel araç kullanımının azaltılması için toplu taşıma sistemin geliştirilmesi, çevre dostu ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, yaya ve bisiklet kullanımının artırılması, idari yapılanma konularında öneriler getirilerek, yaşam kalitesi ve ulaşım ilişkisinin sürdürülebilir ve ulaşımın güvenli, erişilebilir, konforlu olmasına, çevre kirliliğinin asgari düzeyde tutulmasına, entegre bir ulaşım ağının kurulmasının gerekliliği ortaya konulmaya çalışılmıştır.
  • Item
    Karayolları yaya üstgeçitlerinin maliyet bakımından karşılaştırılması
    (Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-01) Mavili, Cüneyt; Mustafa, Karaşahin
    Yaya köprüleri günümüzde işlev bakımından olduğu gibi sembolik bakımdan da bir değer taşımaktadır. Gelişmiş ülkelerde yoğun taşıt trafiği, kent içine sokulmayarak trafik kontrolü sinyalizasyon ile sağlanmaktadır. Ülkemizde ise artan taşıt trafiği kent içine girmekte ve yaya aksları ile kesişmektedir. Bunun sonucunda, ülkemizde şehir merkezlerinde çok sayıda yaya üstgeçitleri inşa etmek zorunluluğu çıkmıştır. Bu geçitler, yayalar için taşıt trafiğine karışmadan güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçişi sağlamak amacıyla inşa edilmektedir. Yaya üstgeçitleri, ülkemizin birçok şehrinde farklı şekillerde ve değişik malzemeler ile üretilmektedir. Ancak bu köprülerin birçoğunda planlama, teknik uyguluma ve görsel (estetik) sorunların var olduğu görülmüştür. Bu çalışmada yaya köprülerine ilişkin sorunlar, kullanılan malzeme ve detay sorunları incelenmiş ve çözüm önerileri sunulmuştur. Çelik ve betonarme yaya köprülerinin tüm yöntemleri incelenerek, değişik açıklıklarda çözümler yapılmıştır. Açıklık arttığı zaman maliyetlerinde arttığı görülmüştür. Betonarme köprülerde minimum kalınlıktan dolayı yaya yüklerine karşı tasarımda büyük değişmeler görülmezken, çelik köprülerde yaya yüklerine karşı tasarıma farklılıklar görülmüştür.