ANADİLİ TÜRKÇE OLAN NÜFUS ile KÜRTÇE OLAN NÜFUS ARASINDA EĞİTİM UÇURUMU VAR Seyfettin Gürsel*, Gökçe Uysal-Kolaşin** ve Onur Altındağ*** Yönetici Özeti Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü tarafından derlenmiş olan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2003 verilerini kullanarak hazırlanmış olan bu araştırma notunda, anadili Türkçe ve Kürtçe olan nüfusun eğitim durumu incelenmektedir. Veriler ve analizler anadili Türkçe olan nüfusa göre daha genç olan anadili Kürtçe olan nüfusun eğitim düzeyinin çok daha düşük olduğunu gösteriyor. Nüfus gençleştikçe eğitim seviyesinde genel bir iyileşme görülse de, anadili Türkçe ve Kürtçe olan nüfus arasındaki eğitim seviyesi farklarında zaman içinde çok belirgin bir iyileşme çok yavaş gelişmektedir. İki nüfus arasındaki eğitim uçurumu büyük ölçüde kadınlar arasındaki eğitim seviye farkından kaynaklanmaktadır. Eğitim farkları erkekler arasında daha düşüktür ve zaman içinde daha hızlı azalmaktadır. Buna karşılık anadili Türkçe olan kadınlar ile Kürtçe olan kadınlar arasında muazzam bir eğitim seviye farkı gözlemlenirken, bu fark zaman içinde çok az kapanabilmiştir. Anadili Kürtçe olan ve ilköğretimi bitirmeyen her üç kadından biri Türkçe bilmemektedir. Demografik dağılımlar Bu araştırma notunda Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etüdleri Enstitüsü tarafından 2003 yılında yapılan Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması (TNSA) verileri kullanıldı. TNSA 2003 verilerine göre anadili Türkçe olan nüfusun yüzde 83’ünü oluştururken, yüzde 14’lük nüfusun anadili Kürtçe’dir. Geriye kalan yüzde 3’lük nüfus ise Türkiye’de konuşulan diğer anadil gruplarından oluşmaktadır. Şekil 1. Anadil gruplarına göre bölgesel nüfus bileşenleri  Kaynak: TNSA 2003 ve betam Anadili Kürtçe olan nüfusun bölgeler arası dağılımının homojen olmadığı Şekil 1’de açıkça görülmektedir. Ana dili Kürtçe olan nüfusun bölgesel payı Doğu’da yüzde 57 olurken, iç göçün etkisi ile Batı ve Güney bölgelerinde sırasıyla yüzde 6 ve yüzde 11’e kadar çıkmaktadır.  Kır ve kent ayrımına göre yerleşim alanlarına bakıldığında anadili Kürtçe olan nüfusun kırsal kesimde daha yoğun olduğu görülmektedir. Türkiye’de toplam nüfusun yüzde 29’u kırsal alanda yaşıyorken anadili Kürtçe olan grubun yüzde 35’i kırsal alanda yaşamaktadır. Bu durumun eğitim olanaklarını etkilemesi kaçınılmazdır. Tablo 1 Kent ve kır ayrımına göre anadil grupları KentKırToplamTürkçe% 72% 28% 100Kürtçe% 65% 35% 100Toplam ortalama% 71% 29% 100Kaynak: TNSA 2003 ve betam Şekil 2’de anadili Türkçe ve Kürtçe olan grupların kümülatif yaş dağılımı veriliyor. Bu grafiğe göre anadili Kürtçe olan nüfus belirgin olarak daha gençtir. Anadili Türkçe olan nüfusun yüzde 25’i 30 yaş altında iken bu oran anadili Kürtçe olan nüfus için yüzde 36’ya çıkmaktadır. Şekil 2 Anadil gruplarına göre kümülatif yaş dağılımı  Kaynak: TNSA 2003 ve betam Anadili Kürtçe olanların yaklaşık yarısı ilköğretim mezunu değil Anadili Türkçe ve anadili Kürtçe olan grupların eğitim düzeyleri arasında derin farklılıklar bulunuyor. Şekil 3’te cinsiyet ve yaş gözetilmeden Türkiye genelinde bütün örneklemin anadil ayrımında eğitim seviyesi görülmektedir. Anadili Kürtçe olan nüfusun yüzde 46’sı ilköğretim mezunu dahi değildir. Bu grubun çok büyük bir kısmı hiç okula gitmemiştir (yüzde 37). Anadili Türkçe olan nüfusta ilköğretim mezunu olmayanların oranı yüzde 9’a düşmektedir. Eğitim seviyelerindeki bu geniş uçurumun yaş, kohort, cinsiyet, yaşanılan bölge gibi çeşitli nedenlerden kaynaklandığı düşünülebilir. Şekil 2’deki yaş profilinden aradaki eğitim farkının yaş farklılıklarından kaynaklanmadığı sonucu çıkmaktadır. Türkiye’de nüfus gençleştikçe eğitim seviyesi artmaktadır. Dolayısıyla daha yaşlı olan nüfusun, anadili Türkçe olan nüfusun daha az eğitimli olması gerekirken aksi söz konusudur. Cinsiyet farklılıklarına ilerde değinilecektir ama önce eğitim uçurumu açıklamaya en yakın etkene, bölge ve yerleşim farklarına yakından bakmak gerekir. Şekil 3 Anadil gruplarına göre eğitim düzeyi  Kaynak: TNSA 2003 ve betam Doğuda yaşamak ne kadar fark ediyor? Şekil 4’te Doğu ve Diğer bölgeler için eğitim seviyeleri veriliyor. Görüldüğü gibi bölgesel olarak Doğu’da eğitim seviyeleri her iki grup için genel olarak daha düşük olmakla beraber, anadili Türkçe ve Kürtçe olanlar arasındaki farklılık belirgin bir coğrafi bir nitelik taşımamaktadır. Doğu ve diğer bölgeler ayrımında bu iki nüfus arasındaki eğitim seviyesi farkı çok az değişmektedir. Şekil 4 Doğu ve diğer bölgeler ayrımında eğitim seviyesi  Kaynak: TNSA 2003 ve betam Buna karşılık yaşanılan bölge ile birlikte kent kır ayrımı dikkate alındığında da durum fazla değişmemektedir. Tablo 1’de de gösterildiği gibi anadili Kürtçe olan nüfus ağırlıklı olarak kırsal yerleşimlerde, çoğunlukla köylerde yaşamaktadır. Bu yerleşimlerde, özellikle de Doğu bölgesinde, eğitim olanaklarının yetersizliği (okul eksikliği vb) dikkate alındığında, iki nüfus arasındaki eğitim uçurumunun yerleşim farklarından (kent-kır ayırımından) kaynaklandığı düşünülebilir. Ancak Şekil 5’teki veriler bu etkenin eğitim uçurumunu sadece kısmen açıklayabildiğini gösteriyor. Anadili Kürtçe olup kırda yaşayan nüfus içinde ilkokulu bitirmemiş olan kesim bu grubun yüzde 52’sini oluştururken, bu oran kentlerde ancak yüzde 48’e geriliyor. Buna karşılık anadili Türkçe olan nüfus içinde kırda yaşayanların eğitimsiz (ilkokulu bitirmemiş) bölümü yüzde 21 iken, kentlerde bu oran büyük bir düşüşle yüzde 9’a geriliyor. Şekil 5 Doğu bölgesinde kent kır ayrımında eğitim farklılıkları  Kaynak: TNSA 2003 ve betam Anadili Kürtçe olan kentli nüfusun bir bölümü kırdan göçtüğü için bu grupta eğitimsizlerin payı yüksek çıkıyor olabilir. Ancak kırdan kente göç, daha az yoğun olmakla birlikte, anadili Türkçe olan nüfus için de geçerlidir. Bu göç etkisi kaldırılsa bile aradaki fark baki kalacaktır. İki nüfus arasındaki gelir seviyesi farkları da eğitim seviye farkını kısmen açıklayabilir. Ancak TNSA 2003 verileri ne göç etkisini, ne de gelir etkisini açıklayacak düzeyde değildir. Geriye cinsiyet etkeni kalıyor. Verilere yakından bakıldığında iki nüfus arasındaki eğitim uçurumunun büyük bölümünün kadınlar arasındaki eğitim seviye farklarından kaynaklandığı görülüyor. Kadınlar arasında eğitim uçurumu Kohortlar ve cinsiyet ayrımında ele alındığında eğitim seviyeleri arasında belirgin farklılıklar ortaya çıkıyor. Şekil 6’da üç farklı kohortun eğitim seviyeleri anadil ve cinsiyet ayrımında veriliyor. Söz konusu üç kohort, 2003 yılında 15-29 (1988-1974 doğumlular), 30-44 (1973-1959 doğumlular) ve 45+ (1958 ve öncesi doğmuş olanlar) yaş aralığında olan kişilerden oluşturuldu. Türkiye’de okullaşma oranı halen artmakta olduğundan daha genç olan nüfusun ortalama eğitim seviyesi daha yüksektir. Anadil ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin eğitim seviyesinin 15-29 yaş grubu için daha yüksek olması şaşırtıcı değildir. Örneğin anadili Kürtçe olan nüfusta 45 yaş ve üzerine tekabül eden kohortta eğitimsiz (ilköğretimi bitirmemiş) grubun payı yüzde 46 iken, bu pay 15-29 yaş kohortunda yüzde 33’e düşmektedir. Ancak eğitim düzeyi zamanla artmış olsa da iki nüfus arasındaki eğitim seviye farklılıkları erkeklerde kapanırken, kadınlarda 1970’lerde artmış, 1980’lerde kapanmaya başlamıştır. Örneğin 45 yaş ve üzeri erkek nüfusta, anadili Türkçe olanlar arasında ilköğretim mezunu olmayanların oranı yüzde 9, anadili Kürtçe olanlarda aynı oran yüzde 40 iken (fark 31 yüzde puan), bu oran 15-29 yaş grubu erkeklerde hızla düşerek sırasıyla yüzde 2’ye ve yüzde 18’e (fark 16 puan) gerilemiştir. Buna karşılık ilköğret