Yüksek Lisans & Doktora
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/20.500.14719/11
Browse
4 results
Search Results
Item Yerel yönetimlerde toplu taşımanın yeri, Edirne örneği(Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2012-09) Uygun, Erdal; Alpkökin, PelinKentleşmenin ve kentlerde nüfus artışının sonucunda toplu taşımanın ortaya çıkışı 17.yy kadar uzanmaktadır. Ülkemizde, 19.yy başta kentlerin nüfus artışına paralel gelişen belediye kuruluş süreçleri ve kentiçi ulaşım yöntemlerine yönelik arayışlar da beraberinde gelmiştir. Başta İstanbul olmak üzere İzmir ve Cumhuriyet’in kuruluşu sonrasında Ankara ve Bursa gibi kentlerde de kentiçi ulaşımın sağlanması amacıyla toplu taşıma hizmetleri verilmeye başlanmıştır. Ne var ki belediyeleri de etkisi altına alan, 1950’li yıllar sonrasında gelişen uluslararası ve ulusal ulaşım politikaları sonucunda toplu taşıma hizmetini sürdürmekte kullanılan model ve taşımacılıkta değişim yaşanmıştır. Yeni dönemde lastik tekerlekli ulaşım araçlarının öne çıktığı ve sonrasında da kamu kesimi dışında ki taşımacılığın etkin olduğu bir süreç başlamıştır. Günümüz Türkiye’ sinde neredeyse tüm kentlerimizde toplu taşıma hizmeti yürütülmektedir. Ancak, kent nüfuslarına göre incelendiğinde küçük ve orta ölçekli İllerde ara toplu taşıma türlerinin ve özel halk otobüs işletmeciliğinin öne çıktığı, kamunun görevini çeşitli yöntemlerle devrettiği görülmektedir. Tez çalışmasına konu Edirne İlinde de elektrikli tramvay işletilmesine ilişkin 1907-1908 yıllarına ait resmi kayıtlar bulunmaktadır. Edirne’de kentiçi toplu taşımacılık faytonlardan başka, ilk olarak 1940’lı yıllarda belediye tarafından lastik tekerlekli araçlarla başlanmıştır. 1960’lara gelindiğinde ara toplu taşıma türlerinden Minibüs İşletmeciliği başlamış ve 2000’li yıllara kadar belediye toplu taşıma hizmeti ile birlikte yürütülmüş, ne var ki 2002 yılında belediye doğrudan toplu taşıma hizmetinden çekilerek yerini diğer bir işletme türü sayılan Özel Halk Otobüs İşletmeciliğine bırakmıştır. Nihayetinde de 2010 yılına gelindiğinde toplu taşıma yalnızca Minibüs-Midibüs İşletmeciliği haline gelmiştir. Bu durum Edirne’ye özgü bir durum olmaktan daha çok, küçük ve orta ölçekli il belediyelerinin toplu taşıma karakterini yansıtmaktadır. Hal böyle olunca kamu hizmeti olarak tanımlanan toplu taşıma hizmetinin, kamu hizmeti gereği gibi yerine getirilmesinde yaşanan sorunların; başta da hukuki, ekonomik, finansal, teknik ve çevresel olarak incelenmesi ve çözümlerin bulunması gerekmektedir. Kent yaşamının vazgeçilmez bir unsuru olarak kentiçi ulaşımın mevcut yapısı; türel dağılımı, kalitesi ve konforu; hizmetin sürekliliği, güvenirliği ve araçların hareket sürelerinin belli olması; hizmetin içtenlikle gerçekleştirilmesi; ekonomikliği, fiyatın uygun olması, ödemenin kolay gerçekleştirilebilmesi gibi özellikleri gerektiren kaliteli bir toplu taşıma, ancak bu özellikleriyle sürdürülebilir olacaktır. Toplu taşıma araçlarının satın alınması ve işletme sürecinde ihtiyaç duyulan girdilerin üzerinde ki vergi yükü, trafik sıkışıklığın sonucunda ortaya çıkan yüksek işletme maliyetleri, hat ve araç optimizasyonundan uzak parçalı yapı, yerel yönetimlerin ara toplu taşıma aktörleri üzerine yükledikleri ruhsat v.b harç yükleri; toplu taşıma araç sürücülerinin eğitimsizliğinin sonucu araçların ekonomik ömrünü erken yitirmesi; yerel yönetimlerde seçimler sonrasında gelen politika değişiklikleri gibi belirgin sorunlar kamu dışındaki işletmecilerin önündeki en büyük sorunlar olarak ortaya çıkmaktadır. Ara- toplu taşıma - “para-transit” - “intermediate public transport” - türlerinin entegrasyonu ve toplu taşımanın optimizasyonu, şüphesiz ki kamu otoritesini zorunlu kılmaktadır. Yerel yönetimler yasalarında bu otoritenin tesisine ilişkin hükümler bulunmakla birlikte, bir toplu taşıma yasasına ihtiyaç duyulmaktadır.Item Kentiçi ulaşım bağlamında İstanbul Ulaşım A.Ş. örneği ve organizayon ile ekonomik açıdan bir öneri(Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-01) Yağmur, Cihan; Esen, Ademİnsan ve metaların bir yerden başka bir yere aktarılmasına ulaşım, bunu sağlayan araçlara da ulaşım sistemi denmektedir. Ulaşım türleri genel olarak, Karayolu Ulaşımı, Denizyolu Ulaşımı, Havayolu Ulaşımı ve Demiryolu Ulaşımı olarak sınıflandırılabilir. 1900’lü yılların başından itibaren raylı sistemler yatırımı hız kazanmış olup, günümüzde ulaşım bakımından ihtiyaç haline gelmiştir. Bu amaçla, bu tez ile kent ulaşımı ile ilgili literatür çalışması yapılmış, İstanbul Ulaşım A.Ş. yapı olarak incelenmiş ve teknik organizasyon yapısı çağın gerekliliğine uygun olarak yeniden tasarlanmış ve örnek bir model sunulup işleyişinin avantajları anlatılmıştır. Daha sonra, işletmecilik görevinin yanında aynı zamnda sorumluluk sahasındaki ekipmanların bakım ve arızalarından sorumlu olarak İstanbul A.Ş.’nin sorumluluk sahasında önemli bir birimi oluşturan ekipmanların modern dünya ülkelerindeki kent içi raylı sistem ulaşımında olduğu gibi dış hizmet alımıyla yapılmasında ekonomik, önetimsel anlamda ve sunduğu hizmet arttırılması anında ne gibi bir fayda sağlayacağı örnek bir model verilerek tartışılmış ve bunun avantajlı olduğu yapılan hesaplamalarla kanıtlanmıştır. Tezin ikinci bölümünde Türkiye’deki ulaşım türlerinden bahsedilmektedir. Kara ulaşımı, deniz ulaşımı, hava ulaşımı ve demiryolu ulaşımlarının Türkiye’de ne durumda oldukları hangi süreçlerden geçtikleri ve ne için önem arz ettikleri ve günümüz Türkiye’sinde ne durumda olduklarından kısaca bahsedilmektedir. Tezin üçüncü bölümünde ise daha önceki bölümde de bahsedilen demiryolu ulaşım türlerine giren kent içi raylı sistem taşımacılığı irdelenmiştir. Kent içi raylı sistem taşımacılığının öneminden tarihsel süreçlerinden ve dünyadaki modellerinden bahsedilip İstanbul’daki kent içi raylı sistemler taşımacılığını yapan İstanbul Ulaşım A.Ş’ nin yapısı, yönetimi, mevcut ve proje aşamasındaki hatları hakkında bilgiler verilmektedir. Tezin dördüncü bölümünde ise İstanbul Ulaşım A.Ş’ nin mevcut teknik yönetiminden ve daha kaliteli hizmet sunabilmek adına örnek bir teknik yönetim organizasyon şeması önerilerek bunun teknik gereklilikleri değerlendirilmektedir. Tezin beşinci bölümünde İstanbul Ulaşım A.Ş nin mevcut ve yeni yatırımlarıyla beraber sayıları hızla artan ve bakımlarını yapmakla yükümlü olduğu ekipmanlarından olan asansör ve yürüyen merdivenlerin bakım ve arıza işlerinin dış hizmet alımıyla yapılmasının öneminden ve gerekliliklerinden bahsedilmektedir.Item Ulaşım ana planı ve Diyarbakır kent ölçeğinde irdelenmesi(Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-04) Demir, İskender; Ilıcalı, MustafaDünyada küreselleşme ile birlikte artık ülkelerin değil kentlerin rekabet ettiği bir zamana tanıklık etmekteyiz. Sosyal, mekânsal ve ekonomik anlamda kentsel yaşam kalitesinin artması kentsel nüfusun artışına neden olup, kentlerin çeperlerini genişleterek yayılmasına neden olmuştur. Tüm bu gelişmeler özellikle kent merkezinde yoğun bir hareketliliğe neden olmuştur. Kentlerde gelişen bu durum imar planları ile birlikte ulaşım planlarının bütüncül bir plan yaklaşımıyla gelişmesine neden olmaktadır. Diyarbakır metropol bir kent olmasına rağmen ne yazık ki 2011 yılına kadar bir ulaşım planı yapılmamıştır. Özellikle Cumhuriyet sonrası kentin sur dışına çıkması ile birlikte kent büyük bir yapılaşmaya maruz kalmıĢtır.1980 sonrası kentte gelen göç plansız yapılaşmaya neden olmuş olup mevcut ulaşım sistemleri yetersiz kalmıştır. Kent merkezindeki tren istasyonu, havaalanı, askeri üsler gibi büyük arazi kullanımları ile Dicle Vadisi, Hevsel Bahçeleri gibi doğal eşikler kentsel ulaşımda darboğaza neden olmuştur. Bu çalışmada, Diyarbakır kent içi ulaşımında yer alan ulaşım türlerinin mevcut durumu Ulaşım Ana Planı verilerine göre değerlendirilerek oluşan ulaşım sorunlarına yönelik kent merkezinde ve yakın çevresinde çözüm önerisi olarak bir yayalaştırma alanı geliştirilip sunulmuştur.Item Sürdürülebilir kentiçi ulaşımında bisikletin yeri ve Sancaktepe bisiklet yol ağı önerisi(Bahçeşehir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2013-04) Kaya, Sami; Karaşahin, MustafaMotorlu araçların günlük hayatımıza girmesi, sanayi ve ticaret hayatının kentlerde yoğunlaşması sonucu, kentlerdeki nüfusun hızla artışını tetiklemiştir. Kentlerdeki nüfus artışı, kentlerin yayılarak büyümesine, dolayısıyla yolculuk mesafelerinin uzamasına neden olmuştur. Bu talebin sürekli artması, milyonları aşan nüfusa sahip kentleri doğurmuştur. Kentlerdeki yüksek nüfus, yükselen eğitim ve kültürel faaliyetler, çeşitlenen ekonomik, ticaret ve sosyal faaliyetler, artan gelir, otomobil sahipliliği, kent içi ulaşım talebini artırmıştır. Bu faaliyetlerin sonucu fiziksel mekânlarda, caddelerde, yollarda artan hareketlilik trafiğini tıkanma noktasına getirerek kent içi ulaşım sistemini sürdürülemez hale getirmiştir. Trafik tıkanıklığı buzdağının sadece görünen yüzü olup, kentlerdeki trafik tıkanıklığı bir sürü olumsuzlukları da beraberinde getirmiştir. Trafikten harcanan zaman, araç egzozlarının sebep olduğu çevre sorunları, hava kirliliği, tahammül edilemez uğultu ve gürültü, fazla yakıttan dolayı ekonomik kayıplar, iş ve üretimde geçmesi gereken zamanın trafikte geçmesi, stres, insan sağlığının bozulması gibi çevresel, sosyal ve ekonomik zararları beraberinde getirmektedir. Kentlerdeki fiziki, ekonomik, çevresel ve sosyal yapıların sürdürülememesi; günümüzde sorun olduğu gibi, kentlerin gelecekteki yaşanabilirlik göstergelerine ilişkin kuşkuları artırmış ve gelecekte de sorun olacağı görülmektedir. Bu olgunun kent hayatına ve yaşam kalitesine doğrudan ve dolaylı etkileri olmuştur. Yaklaşık 7000 yıl boyunca insan yerleşimleri doğal çevre ile uyum içinde gelişirken, sanayi ve makineleşme süresinden sonra özellikle de fosil yakıt tüketen motorlu araçların ulaşımda kullanılması sonucunda, şehirdeki doğal yaşam bozulmuş, bunun sonucunda gözler sürdürülebilir ulaşım sistemlerine çevrilmiştir. Ulaşım sorunlarının çözümü olarak nitelendirilen yeni yolların, katlı kavşakların, otoparkların yapımı dahi sorunu çözememiş olup, tersine talebin artmasına neden olmuştur. Kentte tarihi ve insani değerlere saygılı, enerjiyi etkin kullanan, çevresel değerleri koruyan, yatırımı ve işletmesi ekonomik olan, güvenli, konforlu, ekonomik, emniyetli, hızlı ve düşük ücretle yüksek erişebilirlik sağlayan, kentliler arasında eşitlik oluşturan, sosyal, kültürel ve ekonomik yaşantıyı canlandıran bir ulaşım sistemine kentlerin ve kentlilerin ihtiyacı vardır. İstanbul genelinde bisikletle ulaşım ilk bakışta çözüm gibi görülmemektedir. Günlük yolculuk sayısı 24 milyon olan İstanbul’da, hareketliliğin yüzde 64’ü ilçe içerisinde, yani mahallî olarak yapılan yolculuklardır. Burada kent içi hareketliliğin önemli bir kısmı mahallî olduğundan, yerel trafik çözümlerine de ihtiyaç olduğu görülmektedir. İstanbul da İlçe içi yolculuk mesafeleri ortalama 5-6 km dir. Bu mesafelerde bisiklet ulaşımı rahatlıkla yapılabilmektedir. Dolayısıyla kent morfolojisi de dikkate alındığında, kısa mesafelerde bisiklet kent içi ulaşımın vazgeçilemez sistemidir. Yani İstanbul’da yerel bisiklet yol ağları, trafik problemine olumlu etkileri olacaktır. Sürdürülebilirlik açısından değerlendirdiğimizde, kent içinde 15 km ye kadar ulaşım mesafelerinde, başlıca ulaşım aracı bisiklet olarak görülmektedir. Ancak ülkemizde özellikle de İstanbul’da bisiklet tamamen ulaşım sistemlerinin dışında bırakılmıştır. Bisikletin kent içinde tamamlayıcı bir ulaşım sistemi olarak değerlendirilmesinde ve bu paralellikte bisiklet ulaşımının tüm altyapısı yapıldığında, özellikle ilçe veya semt bazında bisiklet yolu ağı inşa edilmesi durumunda, İstanbul ulaşımına oldukça olumlu etkileri olacağı görülmektedir. Çalışma bu perspektifte değerlendirilerek, Sancaktepe İlçesine bisiklet yolu ağı uygulanabilirliği ve önerisi ele alınmıştır. Benzer sistemlerin İstanbul geneline yayılması, trafik sorununun çözümüne katkı sağlayacağı gibi, trafikten kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesinde de hissedilir etkisi olacaktır.